İşadamı, ofisinde geç saatlere kadar sekreteri ile ciddi ciddi çalışır. Geç olmuştur, günün yorgunluğuna ek olarak acıkmışlardır.
'Hadi çıkalım artık, gidip bir şeyler yeyip evlerimize gidelim' çıkarlar, bir lokantada iyi bir akşam yemeği yerler, biraz da alkol alırlar, sonra işadamı, sekreterini evine bırakır.
O ara, sekreter, nezaketen, bir kahve içmek isteyip istemediğini sorar.İşadamı da neden olmasın diye düşünüp kabul eder. Kahveyi içki takip eder, içkiden sonra ruhlar ısınır ve birlikte olurlar.
İşadamı kalkar, evine gider. Sabah 04 civarıdır.. Arabayı parkeder, cebinden bir tebeşir çıkartır, ceketine pantolonuna bir kaç çizik atar biraz tebeşir tozu serper ve içeri girer.
Karısı ayakta beklemektedir. 'Neredeydin ?' diye sorar. İşadamı da ; Aysel'le geç saate kadar çalıştık, sonra yemeğe gittik, onu eve bıraktım yemekten sonra, ama beni kahve içmeğe çağırdı, kahveydi, sohbetti, içkiydi derken kendimizi yatakta bulduk, ancak toparlandım, geç kaldım, özür dilerim karıcım' der.
'Yalancııııı ! Yine bütün gece o zibidi arkadaşlarınla bilardo oynayıp bira içtin di mi ! sen adam olmayacaksın ruhun serseri !
Bu fıkrayı çok sevdiğim bir arkadaşım e-posta olarak yollamış, ben de sizinle paylaşmak istedim. Bedeli ve nedeni ne olursa olsun insan yine de yalan söylememeli. Yine de zaman zaman şaşıyoruz. Yazının sonundaki cümle ise şuydu; daima doğruyu söyleyin. Nasıl olsa karşınızdaki inanmak istediğine inanır.
'Hadi çıkalım artık, gidip bir şeyler yeyip evlerimize gidelim' çıkarlar, bir lokantada iyi bir akşam yemeği yerler, biraz da alkol alırlar, sonra işadamı, sekreterini evine bırakır.
O ara, sekreter, nezaketen, bir kahve içmek isteyip istemediğini sorar.İşadamı da neden olmasın diye düşünüp kabul eder. Kahveyi içki takip eder, içkiden sonra ruhlar ısınır ve birlikte olurlar.
İşadamı kalkar, evine gider. Sabah 04 civarıdır.. Arabayı parkeder, cebinden bir tebeşir çıkartır, ceketine pantolonuna bir kaç çizik atar biraz tebeşir tozu serper ve içeri girer.
Karısı ayakta beklemektedir. 'Neredeydin ?' diye sorar. İşadamı da ; Aysel'le geç saate kadar çalıştık, sonra yemeğe gittik, onu eve bıraktım yemekten sonra, ama beni kahve içmeğe çağırdı, kahveydi, sohbetti, içkiydi derken kendimizi yatakta bulduk, ancak toparlandım, geç kaldım, özür dilerim karıcım' der.
'Yalancııııı ! Yine bütün gece o zibidi arkadaşlarınla bilardo oynayıp bira içtin di mi ! sen adam olmayacaksın ruhun serseri !
Bu fıkrayı çok sevdiğim bir arkadaşım e-posta olarak yollamış, ben de sizinle paylaşmak istedim. Bedeli ve nedeni ne olursa olsun insan yine de yalan söylememeli. Yine de zaman zaman şaşıyoruz. Yazının sonundaki cümle ise şuydu; daima doğruyu söyleyin. Nasıl olsa karşınızdaki inanmak istediğine inanır.
8 yorum:
çok doğru bir söz,herkes inanmak istediğine inanır...sevgilerimle...
BAHARCIM BLOGUNA BAYILDIM. İŞTE BENİM ARKADAŞIM :)
Yalan söyleyen kendine söyler kendini kücültür,sonunda haksizligada ugransa dogrulardan yanayim
sevgiler
pes))
Vallahi süper :))
ben o adamın yerinde olsa öyle karım olduğu müddetçe ooo ...deeermişim...
allah şeytana uyudrmasın
Gerçekten çok doğru, neye inanmak istiyorsak ona inanıyoruz..
:) gercektende öyle , insan inanmak istedigine inanir ...
canim, güzel dileklerin icin cok tesekkür ederim .. duygularimi benimle birlikte hissetmene cok mutlu oldum, bebisinle, ailenle birlikte ömür boyu kocaman mutluluklar diliyorum sana ...
Yorum Gönder