tag:blogger.com,1999:blog-40153225114865779652024-03-14T08:08:43.192+03:00Cadı KazanıMerhabalar,
Ben Bahar.Beş buçuk ay önce anne olmanın mutluluğu her ne kadar ayaklarımı yerden kesse de zaman zaman burda sizlerle tariflerimi ve duygularımı paylaşmaya çalışacağım.Bana yorumlarınızı gönderirseniz çok sevinirim.Teşekkürler.baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.comBlogger59125tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-2310512983087103862010-04-12T20:48:00.000+03:002010-04-12T20:48:12.406+03:00yeniliklerARTIK BURADAYIM...<br />
<a href="http://www.pasaklikralice.blogspot.com/">http://www.pasaklikralice.blogspot.com/</a>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-74872823795580052912010-03-09T22:02:00.005+02:002010-03-10T19:20:30.548+02:00VEDA BUSESİBen ne zaman keşfettim pasta yapmayı sevdiğimi..Ne zaman elimden geldi ilk olarak poğaça yapmak.. Kendi mutfağıma hangi zamanda girdim, hangi zamanda tanıştım sizlerle.. Bana göre kocaman sayılacak bir zaman geçmiş bile. Şimdi ise değişiklik zamanı...sen hep mi böylesin.. yarım mı bırakırsın..Bırakırım evet..Çünkü hayatta yapmak istediğim o kadar çok şey var ki..hep de olacak..yaşadığımı bildiğim her an bir şeyler yapmak isteyeceğim elbette.. Çocukluğumda bandoda çaldım, bir günlüğüne folklör bile oynadım. İzci olarak kaldım bir iki ay, koroda şarkı bile söyledim..Hep böyleydi..Her şeyi yapmak istedim, her şeyden biraz olmak istedim. Oldum ama yarım yamalak oldum. Herkes enikonu yaparken elinden geleni ben hepsinden azıcık oldum. Şimdi ise gidiyorum; başka bir sayfaya..başka bir başlangıca.. Bugüne kadar olan biten gibi her şeyden olsun diye biraz, kendimi taşıyorum ..ve herkesi bekliyorum bizzat..<br />not: burada benimle güzel duygularını paylaşan, bana umut verici cümleleri çok görmeyen herkese teşekkürler ve sevgiler..<br />Gelmek isteyen herkesi beklerim..<br /><a href="http://www.pasaklikralice.blogspot.com/"><span style="font-size:180%;">http://www.pasaklikralice.blogspot.com/</span></a>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-28487627521635476162009-12-20T16:42:00.002+02:002009-12-20T17:22:07.272+02:00BAŞLIĞI BULUNAMAYAN YAZIUzun ama çok uzun bir zaman diliminden sonra tekrar merhaba! Biliyorum ki bazılarınız bana çok kızgın, bazılarınız ise kırgın. Ama her şeyden önce görüşemediğimiz bu uzun zaman içinde merak ve ilgilerini benden esirgemeyen tüm arkadaşlarıma çok teşekkürler. İnsan bazen çok şeyleri başarmak istiyor ancak aksilikler çıkabiliyor. Ben geçtiğimiz mayıs ayında güzel bir etkinlikle bir araya gelelim ve hoş paylaşımlar yaşansın istedim. Tereddütle başladığım etkinliği sizlerin yoğun ilgisi öyle güzel bir hale getirdi ki; ben bile şaşırdım. Daha sonra katılım süremiz sona erdi ve biribirimize hediyelerimizi göndermeye başladık. Herkes şunu çok iyi biliyor ki; katılımcı bütün arkadaşlarla ayrı ayrı ilgilendim. Bazen tek bir arkadaşıma ulaşmak için bile bütün günümü harcadığım oldu. Neyse bu kısmını fazla uzatmak istemiyorum. Birçok arkadaşım hiçbir sorun yaşanmadan hediyelerini gidecekleri yere ulaştırdılar ve hediyelerini de aldılar. Maalesef bir iki arkadaşta sorun çıktı. Onlar bana mail ve yorum yollayarak bu sorunlarını sık sık dile getirdiler. Ancak benim o sıralarda çok başka sorunlar yaşamam sebebiyle ben kimi zaman ilgilendim, kimi zaman da ilgilenemedim. Siz bana bu konuda nezaket kuralları çerçevesinde her ne derseniz her şey kabulümdür. Ancak o zamandan bu zamana kadar neden bloğa giremediğimi ve yaşadığım aksaklıkları burda yazmak istemiyorum. Şu çok iyi bilinsin isterim ki; burada sizlerle olmak benim hayatımda yaşadığım en büyük keyiflerden biriydi. Halan da öyle. Bundan sonra Allah izin verirse artık buradayım, söylemek istediğiniz her şey için ..<br />Ben ne olursa olsun daha ilgili davranmak zorundaydım, bu kabulümdür. Ancak bazı arkadaşlarım beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Yaz döneminde blogda olamamama rağmen yine de hediyesi eline ulaşmayan bir arkadaş için gönderecek olan kişiye mail attığımda bana; "bir süre daha yollayamayacağını, işlerinin çok olduğunu, hem onun da hediyesinin gelmediğini.."söylemiş cevabında. Ben şimdi şunu soruyorum; tamam ben ev sahibi olarak hatalı davrandım ve gerçek bir ihmalde bulundum. Ancak insanız ve başımıza nelerin geleceğini bilemiyoruz. Benim için burda olmak çok önemli ama ya onun önüne geçecek kadar daha önemli bir şeyler yaşadıysam; mesela sağlığım gibi..Ben burda bazı sebeplerden dolayı bulunamasam da yine de katılımcı olan herkes belli bir titizliği göstermek zorunda değil mi?Bana da hediyem gelmedi ben niye göndereyim demek ne demek? Sen kendi üstüne düşeni yap ve gönder. sana gönderilmemesi karşı tarafın ayıbı.<br />Şimdi dediğim gibi artık buıradayım. Çok şükür sorunlar halloldu ve rahat bir şekilde bu olayı geç de olsa noktalayacağım. Etkinlikle ilgili her ne sıkıntısı olan, hediyesi gelmeyen ya da kendi hediyesini gönderemeyen bütün arkadaşlarım bana yorum bırakabilir. Muhakkak kendilerine cevap verilecektir.<br />Bütün bu yazdıklarım sonucunda öncesinde ve sonrasında benden anlayışlarını esirgemeyen tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Yakında görüşemek dileğiyle, sevgiler.baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com19tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-7356636996169388002009-05-19T23:18:00.005+03:002009-05-19T23:57:13.123+03:00EV SAHİBİNİN HEDİYESİ :) VE UZUN BİR ARADAN SONRA...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnWDqFC6KtyEtLxwe0AeJvvbyOrKsRgEQz_0KTpPB3lolekPfWYbmnx3rbokhhQtkfyg-ufcDkMIDLNXbBAPluS7kegJOUSqCMOcgwkcK8QDT8bGwx1ZnE66_HOOafQzoqm8mSq3ZGr-Uf/s1600-h/PICT0063.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5337641807790564290" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhnWDqFC6KtyEtLxwe0AeJvvbyOrKsRgEQz_0KTpPB3lolekPfWYbmnx3rbokhhQtkfyg-ufcDkMIDLNXbBAPluS7kegJOUSqCMOcgwkcK8QDT8bGwx1ZnE66_HOOafQzoqm8mSq3ZGr-Uf/s400/PICT0063.JPG" border="0" /></a><br /><div>Herkese merhabalar. Biliyorum uzun zaman oldu yazmayalı; bir yandan sizlerden gelen sorular ve öneriler, diğer yandan evdeki tadilat durumları, ve tabii ki benim bloğumu özleyişim :( Az önce de bahsettiğim gibi evde ki tadilat durumları sebebiyle internet bağlantımız da gitti. Küçük bir çocukla ev içinde ufak çapta bir inşaat..Düşünün artık.</div><br /><div>Ancaaakkk bütün bu yorgunlukların arasında dün akşam gelen kargo beni nasıl mutlu etti anlatamam. Uzun zamandır aldığım en renkli, en bana yakın ve beni en mutlu eden hediyelerim geldi. Sevgili Gonca'cığım (<a href="http://www.pembemerdane.com/">http://www.pembemerdane.com/</a>) bana ne güzel şeyler yollamış. Tabii hem mimar olmanın hem pastacılık gibi hoş bir meslek ile uğraşmanın hem de Allah'tan güzel hislere sahip olmanın verdiği zorunlulukla çok ince düşünülmüş bir hediye paketiydi. Kısaca anlatırsam; o renkli şablonlar, minik ve yine renkli muffin kağıtları, her inceliği düşünmüş olan Gonca' cığımın "minik muffin" tarifi (inşallah yapıp en kısa zamanda paylaşacağım) tatliş çiçekli bezleri, evdekiler bitmek üzere olan pasta altlıkları, o muffinlerimi süslemem için renk renk şeker hamurlarım, güzel bir kahve fincanı ve aynından pasta tabağım, Gonca'cığımın güzel, samimi notu ve en nihayetinde en hoş olanı ismime yapılmış özel kurabiyelerim. Siz olsanız benim kadar mutlu olmazmısınız? Gonca' cığım; bir kez de buradan sana teşekkür ederim canım. Senin de belirttiğin gibi inşallah birgün bir araya gelmek dileğiyle..</div><br /><div>Bütün bunlarla beraber benden halan mailini almayan arkadaşlar varmış. Bir yandan onlara tekrar cevap yazmaya çalışacağım. Zaman zaman maillerinize geç cevap verdiğim için özürdilerim, inanın bu ara evin hali felaket.. hepsini telafi edeceğiz ama değil mi?:))şimdilik bunları yazıyorum ama hemen peşine etkinliğe katılan tüm arkadaşlarımı yayınlayacağım yazım gelecek. Beklemede kalın :)) Herkese sevgiler..</div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com45tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-67057927865732528372009-05-01T23:55:00.012+03:002009-05-09T16:33:51.976+03:00İŞTE GELDİM BURDAYIM!<span style="color:#000000;"></span><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPf3H0VjNzmHBazez67W_a4G_hHtsB15C-VsjyuBv3KPxvYrNEsgY87JzV7OHSkLu_cRpSn0OWN5zHaKUqqhNV9pQYk-Y2m4e_fcIXSr1KP_brkktvyjVw4PvZpxl21bQ4WAwF2kNyye7T/s1600-h/c.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5330978339755085906" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPf3H0VjNzmHBazez67W_a4G_hHtsB15C-VsjyuBv3KPxvYrNEsgY87JzV7OHSkLu_cRpSn0OWN5zHaKUqqhNV9pQYk-Y2m4e_fcIXSr1KP_brkktvyjVw4PvZpxl21bQ4WAwF2kNyye7T/s400/c.JPG" border="0" /></a><br /><div><strong><span style="color:#663300;">Eveeettt, etkinliğimiz sona erdi sonunda. Ben de çekiliş olayını gerçekleştirdim:)) Yazımı yazdıktan sonra hepinize maillerinizi de atacağım. Artık ondan sonrası size kalmış. Ama bütün bunlarla beraber bana etkinliğin başlangıç tarihinden itibaren en çok sorduğunuz birkaç soruya cevap vereyim:</span></strong></div><br /><div><span style="color:#ff0000;"><strong>1) Gönderilecek hediyede fiyat belirlemesi var mı?</strong></span><br /></div><div><strong><span style="color:#663300;">Aslında ben bir fiyat aralığı belirlemeyi düşünmüyordum. Adıyla beraber "hediye" bu dedim. Fiyatı olmaz. Ancak bazı arkadaşların bu konuda ki ısrar ve tavsiyeleri, ayrıca düşündüğümde gönderilecek hediyeler arasında bir denge sağlanması olayı beni de arkadaşlarla hemfikir yaptı diyebilirim. Bu noktada hediye için belirlediğimiz fiyat aralığı: 20 - 40 tl arası. Bu rakamlar sizin istekleriniz ve tavsiyeleriniz sonucu oluşturuldu, bilmenizi isterim.</span></strong></div><div><strong></strong><br /></div><div><span style="color:#cc0000;"><strong>2) Gönderilecek hediyelere neleri örnek verebiliriz?</strong></span><br /></div><div><strong><span style="color:#663300;">Ben bloğumda oluşturduğum bu ilk etkinliğimin kategorisini "pastacılık" üzerine karar vermiştim. Yine bazı arkadaşlar bunu daha da genişleterek "mutfakla ilgili herhangi bir şeyler" olsun dedi. Eeee bizim de sizlere karşı boynumuz kıldan ince. Olsun dedik. Zaten pasta gereçleri ve mutfakla ilgili her şey içiçe sayılmaz mı? Ancak ben yine de belirlediğim ketegoriye uygun olarak birkaç öneri verecek olursam; pasta kalıpları, şık bir servis tabağı ya da pastacılık yapımında kullanılan herhangi gereçler...Ayrıca bu konuya ilişkin bir de tavsiyem olacak; hediyenizi belirlemeden önce mutlaka hediye göndereceğiniz arkadaşınızın bloğunu inceleyin derim. Bu hem daha keyifli olacak hem de size fikir vermede yardımcı olacaktır.</span></strong></div><br /><div><span style="color:#cc0000;"><strong>3) Hediyemizi gönderirken ayrıca kendimizi belirten bir şeyler de olsun mu?</strong></span><br /></div><div><strong><span style="color:#cc6600;"><span style="color:#663300;">Tabii ki olsun. Hediyenizle birlikte kendinizi ifade eden güzel bir mektup ve onun üzerine sıkıştırılmış küçük bir not kağıdında blogunuzun adı ve adresi. Ben hediye göndereceğim arkadaşıma ayrıca bu aralar hobi edindiğim birkaç küçük elişi de koymayı mutlaka düşünüyorum. Bunların yanı sıra isterseniz yaşadığınız yere özgü bir ürün ya da orayı hatırlatan bir şeyler de ekleyebilirsiniz.</span> </span></strong></div><br /><div><span style="color:#cc0000;"><strong>4) Hediyemiz gelince blogda mutlaka yayınlayacak mıyız?</strong></span><br /></div><div><strong><span style="color:#663300;">Evet yayınlayacaksınız. Hediyeniz elinize ulaştığında bloğunuzda yayınlamanızı özellikle rica ediyorum. Buna ek olarak gönderen arkadaşınıza başka türlü teşekkür etmek isterseniz orasını bilmem:)</span></strong></div><br /><div><strong><span style="color:#663300;">Sanırım sorular şimdilik bu kadar. Umarım cevaplar yardımcı olmuştur. Bu arada şunu özellikle belirtmeliyim ki; bazı arkadaşlar bana katılacaklarını belirtip son ana kadar bilgilerini göndermediler. inanın bir sürü mail attım, olumlu ya da olumsuz mutlaka cevap bekliyorum dedim. Yine de geri dönen olmadı:( Ben de bu durumda onları listeden silmek zorunda kaldım, üzgünüm. </span></strong></div><div><span style="color:#663300;"><strong>Beni bu ilk etkinliğimde yalnız bırakmayan bütün arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Hepiniz hediyelerinizi şimdiden güle güle kullanın:)</strong><br /></span></div><div><strong><span style="color:#663300;">Ben şimdi sizlere mail atmaya gidiyorum, tekrar görüşmek dileğiyle.Sevgiler.</span></strong></div><br /><div><strong><span style="color:#993300;"><span style="color:#663300;">NOT: Önümüzdeki iki günde mailini almayan olursa bana bir mail atması yeterli.</span> Zaman zaman gönderi sırasında problem çıkabiliyor, sevgiler.</span></strong></div><div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com46tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-58943138243522203832009-04-27T00:29:00.005+03:002009-04-28T00:10:07.827+03:00UN HELVASI<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu3ivwYeoSyIulyCI2x3El3d1WwBhY4IfbmCIeX4BPW5luVMyzVW6gh0ST1fPaZhG40Mv4KNdUb3-XrchS6yhomhCA_gKAbQDHnGk0HXhf3q3qMfz63g5X6dGkzyK9XR6DZhos45B3Lh-5/s1600-h/un+helvas%C4%B1.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5329481389467222194" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgu3ivwYeoSyIulyCI2x3El3d1WwBhY4IfbmCIeX4BPW5luVMyzVW6gh0ST1fPaZhG40Mv4KNdUb3-XrchS6yhomhCA_gKAbQDHnGk0HXhf3q3qMfz63g5X6dGkzyK9XR6DZhos45B3Lh-5/s400/un+helvas%C4%B1.jpg" border="0" /></a>Biliyorum çok ihmal ettim bloğumu, ama inanın bu ara işlerimin yoğunlıuğu beni aldı götürdü yorgunluk diyarlarına. Etkinliğimizin bitimine de çok az bir süre kaldı ve onunla ilgili işler de oldukça zaman aldı. Bu arada etkinliğimizle ilgili çok sorulan birkaç soru var, onları da bugün yarın burada muhakkak cevaplayacağım. Gerçi soru soran bütün arkadaşlara yorum bırakarak cevap vermeye çalıştım, ama bir kez de buradan gerekli açıklamaları yapacağım. Şimdi benim birkaç işim daha var :) ben onları halletmeye dururken siz de nefis ve benim için vazgeçilmez un helvasının tadına bakın:) Bu sefer un helvasının balını tamamen süt ile yaptım, sanki daha nefis oldu.<br />UN HELVASI:<br />200 gr tereyağ<br />2,5 su bardağı un<br />Şerbeti için:<br />2 su bardağı şeker<br />2 su bardağı süt<br />Önce tereyağı yakmadan güzelce eritip, unu ekliyoruz ve rengi dönene kadar sürekli karıştırarak kavuruyoruz. Bu arada bir yandan şerbeti de hazırlıyoruz.Tadı ve kokusu kavrulmuş un haline gelince kaynamış şerbeti döküyoruz üzerine ve karıştırıyoruz. Şerbetini iyice çekmesi için kısık ateşte birkaç dakika bekletip, daha sonra ılıyınca istediğimiz şekli veriyoruz. Ben küçüklüğümden kalan bir gözlem sonucu unun kıvamına gelip gelmediğini az az tabağa alıp, üzerine birkaç damla şerbet dökerek ve tadına bakarak anlıyorum.baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-36644920178498642752009-04-02T01:44:00.006+03:002009-04-02T22:51:32.579+03:00CANIM HEDİYELEŞMEK İSTEDİ..<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5320180195518916114" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBARfsr5cSAWuz6APaL4tJkCQ6EiK82_CkC8kcEOlZIA2WX3nI3AzRQZen2JILwaghZpvrs4Qft5WJniWefW7lZBjLa5tDL2Nd-jGBlhnJYnKvNn0AFPfOwXJHxzhDTnT6MKJQzmZNHtkA/s400/hediye.JPG" border="0" /><br />Hediyeleşiyoruz, evet hediyeleşiyoruz. Canım birilerine çeşit çeşit uafak tefek hediyeler göndermek istedi. Paketini açtığında yüzünde belirecek gülümsemeyi hayal etmek istedim ve güzel şeyler gördüm. O zaman hediyeleşiyoruz. İşte kurallar:<br /><ul><li>Hediye etkinliğine katılmak isteyenler,ad-soyad, blog adı, adres ,telefon numaraları ve mail adreslerini <a href="mailto:bahas8185@hotmail.com">bahas8185@hotmail.com</a> adresine mail olarak yollayacaklar. </li><li>Hediye etkinliğimize katılma süresi 01.05.2009 sabahı sona erecektir.</li><li>Ben etkinliğe katılmak isteyen bütün arkadaşların isimlerini küçük kağıtlara yazıp çekiliş için bekleteceğim. Süre bitince çekilişi yapacak ve katılımcı arkadaşlarımızın kimlere hediye aldığını kendilerine mail yoluyla bildireceğim.</li><li>Ancak kural gereği :) (hep böyle derler) katılımcılar sadece kimlere hediye aldığını bilecek, ona kimin hediye göndereceği merakını ise hediyesini açıp, mektupta öğreneceği ana kadar sürdürecek.</li><li>Hediye kateegorimiz pastacılık üzerine. Pasta yapmakla ilgili aklınıza ne gelirse..Bunların yanı sıra elbette isterseniz ek olarak başka şeyler de gönderebilirsiniz. İsterseniz tek bir hediye ya da küçük küçük birkaç şey..Artık size kalmış. (Bu kategori belirleme işini unutmuşum. Sağolsun arkadaşlarım hatırlattılar. Kendilerine teşekkür ederim.)</li></ul><p>Şimdiden katılmak isteyen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ayrıca şunları hemen belirteyim; birincisi, bu benim ilk düzenlediğim bir faaliyet. Dolayısıyla eksik ya da hatalar varsa yardımcı olursanız çok sevinirim. İkincisi, bu ve buna benzer faaliyetler sanırım daha önce de yapılmıştır. Ben blog dünyasında çok eski olmadığım için bilemiyorum. Benzerlikler çalıntı olarak algılanmasın lütfen:) </p>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com85tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-12559846320137754592009-04-01T11:14:00.005+03:002009-04-01T12:12:22.460+03:00BU NASIL İŞ?Bugün biraz olsun televizyon izlerim düşüncesiyle sabah bilgisayardan önce televizyona sarıldım. Kaç gündür helikopter kazasıydı, yerel seçimlerdi, seçim uğruna ölenler kalanlardı derken bana yine gına:) gelmişti televizyon denen aletten. Neyse eh bugün artık bu haberler bir ölçüde olsun azalmıştır dedim, televizyonu açayım derken açmamla kapamam bir oldu. Çünkü bana gelen gına:) anladım ki hala geçmemiş. Nasıl geçsin? Yahu vallahi delircem, hem de peşpeşe veriyorlar bu sinir harbi haber müsveddelerini..<br />Neymiş efendim Muhsin Yazıcıoğlu ve diğer arkadaşlarının düştüğü helikopter kazasında enkazı bulan köylüler hakkında soruşturma açılacakmış. Bazı köylülerin "burda ne devlet var, ne asker.Bizi dinleselerdi enkaz daha önceden bulunurdu" şeklinde ki sözleri devleti küçük düşürmüş. Onun için de savcılık bu sözleri incelemeye almış. Delircemmmmm...Yahu bende mi bir algı eksikliği var yoksa her şeyi doğru anlıyorum da kimse çaktırmıyormu? Devletin onca askerinden, sivil savunma görevlilerinden, akut dan makut dan önce bu adamlar enkazı buluyor ve savcılık incelemesine giriyorlar. Ne olacak ki canım, sadece bilmem kaç bin yükseklikte ki dağlara tırmandılar, oh bir de temiz dağ havası aldılar, kar mı? Aman ne olacak canım..köylü onlar kaç metre de olsa kar onlara bir şey demez..<br />Lütfen demokratik olalım..lütfen.. Biz demokrasiyle, cumhuriyetimizle, bu özgürlüğü bize hediye eden Atatürk'ümüzle övünüyoruz. O zaman ne bu? Bu kadar özgürce cümleyi kuramayacak olan köylü hangi milletin efendisi ben anlamadım ki..Efendiliği kim kaybetmiş ki bizim köylüler bulsun..<br />Bu olay zaten yeterince üzdü hepimizi. En çok da bir insanın sadece dizi kırıkken, bağıra bağıra ölmesi, ölümü beklemesi yeterince kötü. Ben, çoğu zaman içinde saklamayı tercih ettikleri zeka ve yürekliliklerini bu sefer dışa vuran ve kar demeden, soğuk demeden evlerini, çocuklarını bırakıp çalışmalara katılan bütün köylülere minnet duyuyorum.<br />İkinci cinnet meseleme gelince; hala bitmeyen şu seçim gailesi.. Ya akşama kadar şu sokakta bangı bangır saçma ötesi müziklerle propaganda yapıp geçerlerken, ben de "of şu seçimler bitse de kurtulsak" diye sinir harbi geçiriyordum. (Ben tam çocuğu uyutuyorum, onlar bangı bangır müzik açmışlar. Bir de iyi müzikler olsa. Tabii çocukcağız da "ıngaaaaaa...ıngaaa...":)) diye ağlayarak uyanmıyor mu..of..yaklaşmayın yanıma.<br />Zaten bu sene ki seçimlerde liderler ve yanlarında ki büyük isimlerden çok seçim olayları daha ilgi gördü.<br />Dün akşam izliyorum; bilmem nerenin ilçesinde seçime 1 hafta kala iktidar partisinin belediye başkan adayı vefat ediyor. Buna karşın ismi aday listesinden silinmiyor ve seçimlerde birinci olarak çıkıyor. Ancak kendisi mefta olduğu için ikinci sırada gelen muhalefet partisinin adayı başkan koltuğuna oturuyor. Vefat eden kişinin yakınları özellikle kadınlar:(( ortalığı yıkıyorlar. Neymiş? Başkanlığı kabul edilen o kişi görevinden alınacakmış, onu kabul etmiyorlarmış, yerine başkan vefat eden kişinin partisinden biri gelecekmiş. Köylü bir teyzem diyor ki; "hayır, biz o geleni kabul etmiyoruz, madem oğlumuz öldü onun ismi yaşayacak ve onun partisinden biri başkan olacak" mış......<br />Ah cehalet..ah cahil halkım benimm...diye bir türkü bile tutturmuşum o anda, onu söylüyorum. Yahu teyzecim bu demokrasi, başka şeye benzer mi? Öyle kafana göre birini oturtursan demokrasi nerde kaldı?<br />Haaaa bir de bizim mahalle muhtarlığı..Burası da bir alem. Yıllardır aynı muhtar var burda ben kendimi bildim bileli. Bu sene bir bayan da aday olmuş, millet onu ayıplıyor. "Burda yılların muhtarı varken kim seçer onu "diyorlar. Şimdi ki muhtarın babası da önceden bu mahallenin muhtarıymış, bizim muhtara da babasından kalmış bu meslek. Başka muhtar düşünülemezmiş. Yahu yine ne alakası ver diyeceğim. Kraliyet mi bu da babadan oğula geçsin..Delircem.Demokrasi bu teyzecim demokrasi.. Başka şeye benzemez.<br />Anlaşılan o ki; bize demokrasinin nasıl bir şey olduğunu unutturmuşlar. Birbirimize demokrasiden uzak barbarca, vahşice davranırken demokrasi denilen şeyi unutmuşuz. İlkokulda bize resimlerle, kartonlarla, piyeslerle ve ısrarla anlatılan demokrasiyi hiç kaybetmesek keşke.baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-3474398844318369232009-03-31T15:27:00.003+03:002009-03-31T15:41:02.858+03:00KARYAĞDI TATLISI<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLAvlxiDsliZ0DNKAGCE5Wo4G2bZRGI8sUFlwAtPrCt6SkDr9_pgOMaDnOEb49J_zj0nA7a4N54UIPVZm_Didk4t9TcTYeNJiJGXyjJaaKr9EpBx8svjyF5mLkiqR1goRzJhJGdhiY2KFE/s1600-h/karya%C4%9Fd%C4%B1+tatl%C4%B1s%C4%B1.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5319330795160392642" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 246px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjLAvlxiDsliZ0DNKAGCE5Wo4G2bZRGI8sUFlwAtPrCt6SkDr9_pgOMaDnOEb49J_zj0nA7a4N54UIPVZm_Didk4t9TcTYeNJiJGXyjJaaKr9EpBx8svjyF5mLkiqR1goRzJhJGdhiY2KFE/s400/karya%C4%9Fd%C4%B1+tatl%C4%B1s%C4%B1.JPG" border="0" /></a><br /><div>Bu tatlıyı çok uzun zaman önce, bize verdiği davet masasını da yayınladığım Seval Teyze'de yemiştim. Denenecek tariflerim arasında çoktan yerini almış da, ben gözden kaçırmışım galiba. Sonunda denemiş bulunmaktayım. Aslında bildiğimiz irmik muhallebisi kıvamında ve tadında ama tek farkı bol hindistancevizi de eklenmesi. </div><br /><div>KARYAĞDI TATLISI:</div><div>1 kg süt</div><div>9-10 kaşık irmik</div><div>1 su bardağı şeker</div><div>Hindistancevizi</div><div>Çeşitli meyveler</div><div>Yapılışı: Tencereye sütü koyup üzerine şeker ve irmiği ekliyoruz. Muhallebi kıvamında pişirip, servis yapacağımız kaba boşaltıp ılımaya bırakıyoruz. Daha sonra üzerine bolca hindistancevizi serpip istediğimiz meyvelerle süsleyebiliriz.</div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-16432074279800641922009-03-27T18:50:00.005+02:002009-03-29T13:31:09.931+03:00DONAT<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpr-8-a_R3FHNus2hajdG_arkjyCdZ5M3uZfQThnSM9QWgKmPBHcSilS4hckD2XHcv2MCrPGgKRrIrF7-cKtIuQF4I_xCkLbGtXaxqGA8lArvcAQ57sOqHS8DmfwoyVlVy4fD-gujqdbgs/s1600-h/donat.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5317917861734750962" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 235px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpr-8-a_R3FHNus2hajdG_arkjyCdZ5M3uZfQThnSM9QWgKmPBHcSilS4hckD2XHcv2MCrPGgKRrIrF7-cKtIuQF4I_xCkLbGtXaxqGA8lArvcAQ57sOqHS8DmfwoyVlVy4fD-gujqdbgs/s400/donat.JPG" border="0" /></a><br /><div>Uzun zamandır yapmak istediğim tariflerden biriydi donat. Sonuç nasıl oldu diye sorarsanız ev halkı memnun kaldı diyebilirim. Ama en çok çikolatalı olanlardan:) Bir de mayalı bir tarif olduğu için ertesi güne kalmaması tercihimdir. Yine de değişik ve merak ettiğim bir tattı. Pişman değilim:)</div><div>DONAT:</div><div>1 yumurta</div><div>1 su bardağı ılık süt</div><div>1 çay bardağı ılık su</div><div>1 çay bardağı toz şeker</div><div>1 tatlı kaşığı tarçın</div><div>1 paket kuru maya</div><div>Yarım çay kaşığı tuz</div><div>Aldığı kadar un</div><br /><div>Üzeri İçin:</div><div>Pudra şekeri</div><div>1 çay bardağı krema</div><div>100 gr bitter çikolata</div><div>Hamur için gerekli malzemeler yoğurulup, 1-2 saat sıcak bir ortamda mayalanmaya bırakılır. Daha sonra hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar koparıp elimizle simit şekli veriyoruz. (Bunun için önce yuvarlayıp, sonra ortasına küçük bir şişe açacağıyla delik açın) 10 dakika daha bu şekilde mayalandırıp daha sonra kızgın yağda kızartıyoruz. Önce peçete üzerine alıp soğumaya bırakıyoruz. O sırada kremayı kaynatmadan sadece ısıtıp ocaktan alıyoruz ve içine küçük parçalar halinde çikolatayı atıyoruz. Çikolata eridikten sonra donatların üzerine sürüyoruz ve fındık parçaları serpiyoruz. Ben bazılarına pudra şekeri de serptim. Daha da çeşitlendirebilinir. Fıstık tozu, hindistan cevizi....</div><br /><div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com11tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-57721292805117342902009-03-27T14:20:00.007+02:002009-03-27T19:23:04.320+02:00GÜZEL BİR GÜN<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtbxGwzVqb6KaufDoh-Rby7CJkfnPVmJ-kJ8feattZZcZTVwYmIA6jI-DxxMXq3pmgwLxaT4sgtac0W05pawze3aFkGFZ2oCDe7YY5kTdBcZR76ppUreEseUemm_I1hc7dqCtG5ITnpXbw/s1600-h/Desktop(1).jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5317847135621258370" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 250px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgtbxGwzVqb6KaufDoh-Rby7CJkfnPVmJ-kJ8feattZZcZTVwYmIA6jI-DxxMXq3pmgwLxaT4sgtac0W05pawze3aFkGFZ2oCDe7YY5kTdBcZR76ppUreEseUemm_I1hc7dqCtG5ITnpXbw/s400/Desktop(1).jpg" border="0" /></a><br /><div><div>Küçük çocuğu olanlar çok iyi bilirler ki; birkaç gün evde kaldıklarında bunalım ve sinir dolu anlar başlıyor. Gerçekten evde sıkılıyorlar ve dışarıyı özlüyorlar. Benim oğlum daha 1 yaşında ama inanılamayacak kadar sokak hastası. Daha şimdiden:) O annelerimizin "hadi çocuğum eve gel, bak ezan okunuyor" cümlesini ben de sık sık söyleyeceğim galiba. Siz de öyle miydiniz bilmiyorum ama biz ezanla eve giriş saatimizin arasındaki ilişkiyi merak eder, yine de bulamazdık. Neyse dün kış ve soğuğun devam etmesine karşın güzel bir hava var gibiydi. Biz de bunu değerlendirelim ve sevdiğimiz aile dostlarımız olan Hava Teyze'lere bir ziyaret yapalım dedik. Sağolsunlar bizi her zaman ki gibi çok güzel ağırladılar. Ben de giderken Donat ve fotoğrafı çekilemeyen küçük poğaçalar hazırladım. Özellikle mezgit balığının üzerine sarımsak ve domates çok yakışmıştı. </div><div></div><div>Masamızda Olanlar:</div><div>Kaldirik Kızartması (Buranın yerli sebzelerinden.Tadı harika bence)</div><div>Domates ve Sarımsak Soslu Buğulama Mezgit</div><div>Lahana Turşusu Kavurması</div><div>Patates Salatası</div><div>Elmalı Kurabiye</div><div>Donat ve fotoğrafı çekilemeyen minik poğaçalar (onlar da benden)</div><div></div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-72162747796023884342009-03-26T20:52:00.006+02:002009-03-27T13:41:12.474+02:00ŞEKER HAMURU TARİFİ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBse08VCu8q-X_D6t9jDQW2qfXul_Wj_X_Qy0N-K4UCZ5uQ9AjbDLoJmo4gPEKV2bJwZi4ayAeaSUwzHoTSoeS5ciAU3_LfwG2OUeNHsucUc5bAwP8BPR1I8hbAOiFXq34-jbdMspfjrrC/s1600-h/haribo.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5317830942800812722" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 308px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjBse08VCu8q-X_D6t9jDQW2qfXul_Wj_X_Qy0N-K4UCZ5uQ9AjbDLoJmo4gPEKV2bJwZi4ayAeaSUwzHoTSoeS5ciAU3_LfwG2OUeNHsucUc5bAwP8BPR1I8hbAOiFXq34-jbdMspfjrrC/s400/haribo.JPG" border="0" /></a><br /><div><div><div>ilk şeker hamurlu pastam sizlerden oldukça olumlu tepkiler alınca ben de bu konuda çalışmalarıma ağırlık vermeye karar verdim. Uzun zamandır kendime göre aradığım şeker hamuru tarifini sonunda sevgili <a href="http://arzumcum.blogcu.com/seker-hamuru-yapimi-marshmallow-sekerden_31987131.html">arzumcumda</a> buldum. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum. Onun belirttiği şekerlerden bulmak için biraz uğraşsamda sonunda ben de bol bol aldım. Daha ayrıntılı tarifi için <a href="http://arzumcum.blogcu.com/seker-hamuru-yapimi-marshmallow-sekerden_31987131.html">arzumcuma</a> da uğrayabilirsiniz. </div><div>malzemeler:</div><div>450 gr marsmallow şeker</div><div>4 yemek kaşığı su</div><div>5oo gr pudra şekeri</div><div>Bir çimdik tuz</div><div>Şekerleri bir cam kaseye koyup, içine biraz su koyduğumuz tencereye yerleştiriyoruz. Orta ateşte ara sıra karıştırarak (ama mutlaka başında bekleyin) şekerleri eritin. Ancak şekerler tamamen erimeyecek. Erir gibi olduğunda içine su, tuz ve pudra şekerinin yarısın ekleyip karıştırıyoruz. Yoğurma kabının dibine de bolca pudra şekeri serptikten sonra şekeri kaba alıyoruz. Diğer yarısı pudra şekerini de ekleyip elimizi yakmadan yoğuruyoruz. Kıvamına göre pudra şekeri ekleseniz de ele yapışmayan ama yumuşak bir hamur olsun. Hamuru top haline getirip üzerine margarin ya da tereyağ sürüp strech filme sarıyoruz. Oda sıcaklığında bekletebilirsiniz. Ben iki gün sonra kullandım. Kullanacağımız zaman tekrar uoğurup istediğimiz şekli veriyoruz.</div><div>Notlar:</div><div>1-Ben sanırım pudra şekerini biraz fazla kaçırdım ve ilk deneme sert bir hamur oldu. Onu kullanamadan yeni şeker hamuru yaptım maalesef.</div><div>2-Eğer bu işe kalkışırsanız biraz sabırlı davranmanız gerekebilir. İlk zamanlarda insanı zorlayabiliyor.</div><div>3-Daha sonra şeker hamuru kaplamalı pasta detaylarını sizlerle paylaşacağım, ama sorulduğu için belirtiyorum; hamuru pastaya göre açtıktan pastaya hafif bal sürüp üzerine kapatıyoruz.</div></div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-29190738480214704702009-03-20T14:07:00.005+02:002009-03-20T14:31:28.418+02:00İLK ŞEKER HAMURLU PASTAM..YUPPPPİİİİİİİİ::)))<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcDIdp4BtXU3Ogkmo4KF2pMRbFT7zJjd_UEMWwJkckf3R8nE1D5qX2i8RR31osmStJeHZTtDUjYl5BJaQE9BYYw4rKLGEt68OolWlcKQwjZFXdbupzhg0k6Vm5QPiqClfbcm23MSCRAPrZ/s1600-h/jdflkhjfl.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5315246325479379026" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjcDIdp4BtXU3Ogkmo4KF2pMRbFT7zJjd_UEMWwJkckf3R8nE1D5qX2i8RR31osmStJeHZTtDUjYl5BJaQE9BYYw4rKLGEt68OolWlcKQwjZFXdbupzhg0k6Vm5QPiqClfbcm23MSCRAPrZ/s400/jdflkhjfl.JPG" border="0" /></a><br /><div><div><div>Sonunda ben de şeker hamurlu pasta ve kurabiye yapabildim.Çok acemice oldu pastam kabul ediyorum ama yine de yaptım işte. Pastanın özellikle de şeker hamurunun detaylarını daha sonra sizinle paylaşacağım. Bu pastayı şu anda bizden çok uzakta olan, çok özlediğimiz onun da bizi özlediğini bildiğim kardeşime ithaf ediyorum ki.Ah şu pasta yenilip bitene kadar hayırlısıyla gelse..</div></div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com23tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-9179504540227602122009-03-18T17:09:00.005+02:002009-03-18T17:50:12.751+02:00PEZİK KAVURMASI<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHCzWfVQ1Puhuwjz2dsbT3OMQhm-JRIMxsBW4grYrt4R_eQvfYiEkFSglIKJTm2uBuW3daRkDFe9CatosOnhJ96cyKPShHCc1D46AVZNlxNBksp7hSl7bfk_iyutUwTFDEH0IgQCAFyNH2/s1600-h/PEZ%C4%B0K+MIHLAMA.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5314546563334707858" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 300px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiHCzWfVQ1Puhuwjz2dsbT3OMQhm-JRIMxsBW4grYrt4R_eQvfYiEkFSglIKJTm2uBuW3daRkDFe9CatosOnhJ96cyKPShHCc1D46AVZNlxNBksp7hSl7bfk_iyutUwTFDEH0IgQCAFyNH2/s400/PEZ%C4%B0K+MIHLAMA.jpg" border="0" /></a><br /><div>Pezik, Karadeniz'de özellikle de Giresun,Ordu yörelerinde çok bilinen bir bitkidir. Soğanlı kavurması yapılır, mıhlaması yapılır, kızartması yapılır, hatta bence börek içlerinde de kullanılabilir. Biz bu seferlik en hafif haliyle yani soğanlı kavurmasını yaptık. Yanına da yoğurt da ayrıca çok yakışır. Malzemeler konusunda ölçü vermesem de şöyle diyebilirim; 1 demet peziği yıkayıp,ince kıydıktan sonra tencereye 3 adet piyazlık soğanı ve ince kıyılmış 5-6 diş sarımsağı koyup 5 dakika kavurup pezikleri de ekliyoruz. Kapağını kapatıp kısık ateşte kendi suyuyla pişmeye bırakıyoruz. Eğer mıhlamasını yapacaksanız yine bu şekilde pişirip üzerine yuvalar halinde yumurta kırıyoruz. </div><div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-18156869225404301322009-03-15T12:36:00.003+02:002009-03-20T14:42:43.197+02:00TENCERE KEKİ<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwx3GvnzQS6am_Oj6KltkLNqQ909fQWN8tl3mNvCq7TQ0_NJqpKDEEnB4MgMX5KN71lmhjKUrzUOL2uRJh2qkYEWmYlRkg4AWhI4nMontGh3rgyb7GBzM3JjI7vXr-41iQi1QoUaDJTDFv/s1600-h/iki.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5315249407581676530" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 300px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwx3GvnzQS6am_Oj6KltkLNqQ909fQWN8tl3mNvCq7TQ0_NJqpKDEEnB4MgMX5KN71lmhjKUrzUOL2uRJh2qkYEWmYlRkg4AWhI4nMontGh3rgyb7GBzM3JjI7vXr-41iQi1QoUaDJTDFv/s400/iki.JPG" border="0" /></a><br /><div><div>Bu keki ne zamandır denemek istiyordum, sonunda sıra geldi. Benim için sonuç gayet güzeldi. Bir daha ki sefere içine fındık, meyve parçaları ..vs konulabilir. Kekin tarifi birçok sitede olmasına karşın ben <a href="http://yersofrasi.blogcu.com/">yer sofrası </a>arkadaşımın tarifini denemek istedim. Elektrik olmadığında, fırın bozulduğunda iyi bir alternatif bence:))</div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-45555901625974754372009-03-10T14:47:00.010+02:002009-03-18T17:31:37.925+02:00KREM ŞANTİLİ TOPLAR<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNKX9JGfNb1Mqjk_BugcZQyhLPQ0r5YEsVGODfjm6KnZbd9C4dqYobg59_1-z4suUYY8UaJAAiNLoxcgEnRQvbmHyoNhBArr9SGiZc61jOE1nT9y1Iow7bXj1uOnxhP7__tzFkp-pcrpZ4/s1600-h/PICT0006.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5311544522387914194" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 300px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNKX9JGfNb1Mqjk_BugcZQyhLPQ0r5YEsVGODfjm6KnZbd9C4dqYobg59_1-z4suUYY8UaJAAiNLoxcgEnRQvbmHyoNhBArr9SGiZc61jOE1nT9y1Iow7bXj1uOnxhP7__tzFkp-pcrpZ4/s400/PICT0006.JPG" border="0" /></a><br /><div>2 paket krem şanti</div><div>1,5 su bardağı süt (krem şantiyi çırpmak için)</div><div>1 paket küçük cappuccino</div><div>1 çay bardağı damla çikolata</div><div>2 limon kabuğu rendesi</div><div>1 tatlı kaşığı kakao</div><div>Aldığı kadar bebe bisküvisi</div><div>1 paket hazırlanmış beyaz çikolata sosu</div><br /><div>Krem şantiyi sütle çırpıp buzdolabında yarım saat bekletiyoruz. Daha sonra cappuccino, damla çikolata, limon kabuğu rendesi ve kakaoyu krem şantiye ekliyoruz. Aldığı kadar bebe bisküvisini rondoda çekip onu da ekliyoruz. Bir miktar bisküvi ayırıyoruz. Kaşıkla ya da elimizle iyice karıştırıp yemek kaşığı yardımıyla parçalar alıyoruz. Ayırdığımız bisküvi tozuna bulayıp, servis gtabağına alıyoruz. Üzerine hazırladığımız beyaz çikolata sosunu kaşıkla döküyor ve kakao serpiyoruz.</div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com18tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-77808185997366241662009-03-04T13:12:00.004+02:002009-03-04T18:57:05.701+02:00BEYAZ ÇİKOLATALI TART..PORSELEN DEMLİK ÇAY SAATİ ETKİNLİĞİ 37.HAFTA<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5309291365222521490" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh8ys9jqnXIxnJ8gEGkD_ozKCFpSdp1hB2sHNcu9130C4-YIjxc5dRQHIW_CZyQqPtYXX6GH39s3643i3VfcIr_ElxBjLpxubod0-ScnGRS1GGW9765sNT0KMAwRGsiocfWIpgReGyQ3MPi/s400/BEYAZ+%C3%87%C4%B0KOLATALI+TART.JPG" border="0" /><br /><div>Bu tartı kızkardeşimin doğumgününde ona hazırlamıştım. Çikolatanın dayanılmaz hafifliğine asla hayır diyemeyecekler için gayet ideal. Şimdi de tartımı etkinliğe, sevgili Sevinç'e <a href="http://sevincceden.blogcu.com/37-ci-p-d-c-s-etkinligi-9-cu-gun_37551431.html">http://sevincceden.blogcu.com/37-ci-p-d-c-s-etkinligi-9-cu-gun_37551431.html</a> yolluyorum.</div><br /><div>Malzemeler:</div><div>1,5 paket burçak bisküvi</div><div>1,5 paket krema</div><div>200 gr beyaz çikolata</div><div>5-6 yemek kaşığı böğürtlen reçeli</div><br /><div>Bisküvileri rondoda toz haline getiriyoruz. Reçelle birlikte yoğurarak kelepçeli kalıbın dibine yayıyoruz. Kremayı küçük bir tencerede kaynama noktasına kadar ısıtıp, içine beyaz çikolatayı kırıyoruz. Çikolata eriyince bisküvi tabanının üzerine yayıyoruz. Bir gece buzdolabında bekletip, servise yakın üzerine kakao serpiyoruz. Benim azıcık bir çikolatam kalmıştı, onu da üzerine ekledim.</div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-83232910448165431672009-03-02T16:42:00.004+02:002009-03-18T17:29:06.303+02:00EVDE KEBAP<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiyLQ0hAKRgsKZA8HzAQ4aVYtLCBWMWKeEOdt3ejgrAqlcv75JymSk3JL_cLQr1gKqtl9QIkQAtEcY1XXpEXkHo_8V4KakZOUAH-IAna7IRn8aXrL-hdY448kxm-Jv-hag2DXZu4dE02xP/s1600-h/PICT0120.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5308608886254463698" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiyLQ0hAKRgsKZA8HzAQ4aVYtLCBWMWKeEOdt3ejgrAqlcv75JymSk3JL_cLQr1gKqtl9QIkQAtEcY1XXpEXkHo_8V4KakZOUAH-IAna7IRn8aXrL-hdY448kxm-Jv-hag2DXZu4dE02xP/s400/PICT0120.JPG" border="0" /></a><br /><div>Türk olduğumdan mı yoksa genetik bir durum mu sadece bilmem ama kebaba bayılırım. Sevmeyeniniz var mı? Bazıları "ben kebap hiç sevmem" falan diyor ya; inanamıyorum. Temiz ve leziz yapıldı mı asla hayır diyemem. Evde kebap çalışmalarım sürecek, şimdilik yapabildiğim budur. Birkaç dakikada ev halkı tarafından yenmiş olan kebamın tarifi şöyle: Öncelikle istediğimiz kadar patatesi rendenin iri tarafıyla rendeliyoruz. onu kızartıyoruz. İstediğimiz kadar kıymayı baharatıyla ve azıcık ekmeğiyle yoğurup misket köfteler yapıyoruz. Onları da kızartıp patatesin üzerine yerleştiriyoruz. En son domatesi rendeleyip içine çok az salça, az sıvıyağ ve kekik ekleyip tavada iyice pişiriyoruz. Onu da köftelerin üzerine döküp, yer yer yoğurtla kebabı tamamlıyoruz. Kebabın yanında pide için de un,su,tuz ve çok az mayayla hamur yoğurup, küçük bezeler yapıyoruz. Pide büyüklüğünde açıp tavada arkalı önlü pişiriyoruz.</div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-34143521833485086432009-02-25T23:01:00.003+02:002009-02-25T23:47:38.433+02:00BEŞ ÇAYINA ELİ BOŞ GİDİLMEEEEZ....<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijz0_KginHYlYPsg1qVvQk_WS8OJcEYsEFT1euImFC9lwhIaH-xMnM3BT0iL-Gk1HksruF1LaeiG_OYflYyQ3Opr7pJIdO8HpnC83N1TrlT5ZFAYwFDZL_8cL2t3znm8PTokCOkkcuSUgV/s1600-h/DSC01326.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306846120847960850" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijz0_KginHYlYPsg1qVvQk_WS8OJcEYsEFT1euImFC9lwhIaH-xMnM3BT0iL-Gk1HksruF1LaeiG_OYflYyQ3Opr7pJIdO8HpnC83N1TrlT5ZFAYwFDZL_8cL2t3znm8PTokCOkkcuSUgV/s400/DSC01326.JPG" border="0" /></a><br /><div>Sevgili arkadaşımız <a href="http://lezizsofralar.net/">Seval</a>' ın gerçekleştirdiği "5 Çayına Lokmalık Mini Tatlar" etkinliğine gönderiyorum trufflarımı. İlk akla gelen misafire ikramlar da olsa ben gittiğim yerlere elim boş gitmeyi hiç sevmediğimden olsa gerek misafirliğe giderken elime bir kutu truff alıp gideyim dedim. Bu truffları geçen hafta bir arkaşıma giderken hazırlamıştım. Yoğunluktan orada tatma fırsatı bulamasak da eminim hoş bir lezzeti olmuştur. </div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com9tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-67904621115664998232009-02-24T18:17:00.006+02:002009-02-27T12:39:41.754+02:00GECİKMİŞ BİR YORUM<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306829699324469762" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 277px; CURSOR: hand; HEIGHT: 400px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9V2K4cWQV_XtcZ28BH8mZGb6hBpOFzoYeKAGqQYFB9kLFrya-6Q0RhqQszy_KbwEeYBIc4gsKAtwBXeqEngPpEPWl-x2O1REXardkN_v5C7cmkUP81Xb4ttfrjoVXD1wxqimQ-06TJdAI/s400/ISSIZ-ADAM-Film-Afisi.jpg" border="0" /><br /><div><p><strong>Issız Adam'mı desem, yalnız adam mı desem yoksa öküz adam mı desem? Hayatta ne istediğini bilmeyen, sürekli arıza çıkaran, Ada gibi piyangoyu kaçıran adama ne desem bilemedim. Maalesef filmi izlemek için oldukça geç hareket ettim. Ama iyi ki izlemişim. Herkese öneriyorum. Zaten birçoğunuz izlemiştir. Gecikmiş bir yorumun gecikmiş enstantaneleri: </strong><br /></p><ol><li><strong>Hayatımda ilk kez bir filmi sinemada iki kez seyretmiş olmama rağmen halan Ada ve Alper'in keyifli tanışmalarının etkisindeyim.</strong><br /></li><li><strong>Filmi kaç kere seyrederseniz seyredin eski şarkılar kendinden hiç bıktırmıyor.</strong><br /></li><li><strong>Havuçlu kekin tarifini son ana kadar bekledim.</strong><br /></li><li><strong>Filmin özellikle ikinci bölümünü nefes aldığınızı unuturcasına izliyorsunuz. </strong><br /></li><li><strong>Çağan Irmak sesimi duymaz biliyorum ama ben yine de ona teşekkür ediyorum; bana son yıllarda izlediğim en değişik ve en güzel filmi sunduğu için.</strong><br /></li><li><strong>İnanın hayatta Alper gibi arızalar çok. Bize "ulan bu adamın her şeyi var; işi,parası, güzel bir eşi, sağlığı. Daha Allah'tan belasını mı ister" dedirten.</strong><br /></li><li><strong>Bu sebeptendir ki hikaye çok içimizden, çok hayattan ve gerçekçi.</strong><br /></li><li><strong>Artık şunları düşünmek istemiyorum: O kız çocuğu gerçekten Ada'nın mı yoksa arkadaşının mı.. Bu filmin ikicisi de olur mu.. Ne olacak bu Alper gibilerin halleri..</strong></li></ol></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-45470941338082461962009-02-20T13:01:00.006+02:002009-02-22T23:57:11.331+02:00DOĞRU SÖYLEYENİ VALLA KÖYÜNDEN KOVARLAR:))<a href="http://4.bp.blogspot.com/_IFZt2D4lWIo/SZ6ZpTZ-MtI/AAAAAAAAAU0/5a-P69W0SC0/s1600-h/ZD9ECA423IW9CAMZU6BSCAN5QLSRCA43E4F0CARBN9UICA3QUEV4CA1OV9QKCA98PNBDCACM1OAVCAG1O42GCA11CWUHCAY485YHCAH330X3CAJBOGL2CAEKPTZ3CAIZV1YVCARW7OYNCA0XCNO7CAN33N7U.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5304846345951916754" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 124px; CURSOR: hand; HEIGHT: 86px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_IFZt2D4lWIo/SZ6ZpTZ-MtI/AAAAAAAAAU0/5a-P69W0SC0/s400/ZD9ECA423IW9CAMZU6BSCAN5QLSRCA43E4F0CARBN9UICA3QUEV4CA1OV9QKCA98PNBDCACM1OAVCAG1O42GCA11CWUHCAY485YHCAH330X3CAJBOGL2CAEKPTZ3CAIZV1YVCARW7OYNCA0XCNO7CAN33N7U.jpg" border="0" /></a><br /><div><strong>İşadamı, ofisinde geç saatlere kadar sekreteri ile ciddi ciddi çalışır. Geç olmuştur, günün yorgunluğuna ek olarak acıkmışlardır.<br /><br />'Hadi çıkalım artık, gidip bir şeyler yeyip evlerimize gidelim' çıkarlar, bir lokantada iyi bir akşam yemeği yerler, biraz da alkol alırlar, sonra işadamı, sekreterini evine bırakır.<br /><br />O ara, sekreter, nezaketen, bir kahve içmek isteyip istemediğini sorar.İşadamı da neden olmasın diye düşünüp kabul eder. Kahveyi içki takip eder, içkiden sonra ruhlar ısınır ve birlikte olurlar.<br /><br />İşadamı kalkar, evine gider. Sabah 04 civarıdır.. Arabayı parkeder, cebinden bir tebeşir çıkartır, ceketine pantolonuna bir kaç çizik atar biraz tebeşir tozu serper ve içeri girer.<br /><br />Karısı ayakta beklemektedir. 'Neredeydin ?' diye sorar. İşadamı da ; Aysel'le geç saate kadar çalıştık, sonra yemeğe gittik, onu eve bıraktım yemekten sonra, ama beni kahve içmeğe çağırdı, kahveydi, sohbetti, içkiydi derken kendimizi yatakta bulduk, ancak toparlandım, geç kaldım, özür dilerim karıcım' der.<br /><br />'Yalancııııı ! Yine bütün gece o zibidi arkadaşlarınla bilardo oynayıp bira içtin di mi ! sen adam olmayacaksın ruhun serseri !<br /><br />Bu fıkrayı çok sevdiğim bir arkadaşım e-posta olarak yollamış, ben de sizinle paylaşmak istedim. Bedeli ve nedeni ne olursa olsun insan yine de yalan söylememeli. Yine de zaman zaman şaşıyoruz. Yazının sonundaki cümle ise şuydu; daima doğruyu söyleyin. Nasıl olsa karşınızdaki inanmak istediğine inanır.</strong></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-38919658360369005512009-02-18T12:52:00.018+02:002009-04-27T14:12:25.009+03:00ANNEMİN GÜNÜ<img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5329325854317462242" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 250px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0eddsfGjgSOy1oJl87ZqtgAjJxDRmVsNs0qlJe_LSZCKE_pbIMOYuNkJk8KcaRXo7ip3fFQoW3Y_d9_pUE7mneowUyUIC7dWZt3DOhDmxH2JJJUMK_hnFfPYGTpsjdIlDQohj2xq3l2sO/s400/g%C3%BCn+kolaj.jpg" border="0" /><strong>Sonunda bilgisayarımla birbirimize kavuştuk ve bende buradayım çok şükür. Blogumu ço0k özledim:( Ancak ev halkının bitmek bilmeyen hastalık halleri beni mutfakdan epey uzak bıraktı. Benim son bulmayan farenjitim, daha sonra oğluma bulaştırmamla beraber onun başlayan boğaz enfeksiyonu, annemin acil olarak bir günde olduğu safra kesesi ameliyatı derken biz iyice koptuk. Şu bitmek bilmeyen grip mikrobunu bulaştıranı elime bir geçirsem vallahi mahvedeceğim. Bu nasıl bir mikropmuş ya Allah'tan annem gününü yaptı ve sonrasında ameliyet oldu:) Ben o gün en çok kumpir yedim galiba.Çok leziz olmuştu.</strong> <strong>Çoğunu görüntüleyemesemde</strong><br /><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><div><strong>Annemin Menüsündekiler:</strong><br /></div><div><strong>Öncelikle Türk Kahvesi Eşliğinde Truff</strong> </div><div><strong>Aşure</strong><br /></div><div><strong>Fırında Sigara Böreği</strong> </div><div><strong>Kumpir</strong> </div><div><strong>Kereviz Salatası </strong><br /></div><div><strong>Kremalı Milföy Dilimleri</strong> </div><div><strong>Muhallebili Elma Tatlısı</strong> </div><div><br /> </div><div></div><div><strong>MUHALLEBİLİ ELMA TATLISI:</strong></div><div><strong>1 paket petibör bisküvi</strong> </div><div><strong>6 adet elma</strong> </div><div><strong>1 çay bardağı iri ufalanmış ceviz</strong> </div><div><strong>1 tatlı kaşığı tarçın</strong> </div><div><strong>1 su bardağı hindistan cevizi</strong> </div><div><br /> </div><div><strong>Kreması İçin:</strong> </div><div><strong>1 kg süt</strong> </div><div><strong>1 su bardağı toz şeker</strong> </div><div><strong>2-3 yemek kaşığı un</strong> </div><div><strong>Damla Sakızı</strong> </div><br /><div><strong>Elmaları Pişirmek İçin:</strong><br /></div><div><strong>Toz Şeker ve Su</strong> </div><div> </div><div><strong>Öncelikle elmalardan bir tanesini rendeleyip, cevizle birlikte kısık ateşte birkaç dakika soteliyoruz. Ocaktan alınca içine tarçını ekliyoruz. Geniş bir borcama bisküvileri 2 kat olarak yanyana diziyoruz. Üzerine sotelediğimiz elmalardan küçük yuva halinde koyuyoruz. Diğer elmaları soyup, ikiye kesiyoruz. Çekirdek yataklarını temizleyip, tencereye diziyoruz. Her birinin üzerine 1 tatlı kaşığına yakın şeker koyup az su ekleyerek elmalar dağılmadan yumuşayana kadar pişiriyoruz. Daha sonra pişen elmaların iç kısımlarını yuva yuva yaptığımız elmaların üzerine düzgünce kapatıyoruz. Krema malzemeleriyle muhallebisini yapıp elmaların üzerine birer kepçe döküyoruz. En son bolca hindistan cevizi serpiyoruz. Bu tarifin asıl hali Oktay Usta'ya ait olmakla birlikte ben bazı değişikliklerle sunuyorum. Afiyet olsun.</strong></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-65307619634931038932009-01-21T11:54:00.005+02:002009-02-18T12:38:22.942+02:00CEVİZLİ RULO MİLFÖY<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCde2stz5izzvhegDnC9ZI0iDFFtSBT6oGq2R13P_5ldWCWeI97NDoWMTzLbdBcQpoCgUdopb6HpycCmsHzn21qLgw_6lJ6fgbkR6dwAJ8D98mGV_YLbwn8RyRq7HHGb65qi7y3Q9MD5X-/s1600-h/PICT0007.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5293684853991643202" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 315px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhCde2stz5izzvhegDnC9ZI0iDFFtSBT6oGq2R13P_5ldWCWeI97NDoWMTzLbdBcQpoCgUdopb6HpycCmsHzn21qLgw_6lJ6fgbkR6dwAJ8D98mGV_YLbwn8RyRq7HHGb65qi7y3Q9MD5X-/s400/PICT0007.JPG" border="0" /></a><br />Malzemler:<br />-10 milföy<br />-1 yemek kaşığı tereyağ<br />-1 su bardağı ufalanmış ceviz<br />-yarım su bardağı şeker<br />-1 tatlı kaşığı tarçın<br />-1 yumurta sarısı<br />Tereyağını eritip cevizi kavuruyoruz. Üzerine şekerini ekleyip bir iki dakika soteliyoruz. Ocaktan alınca tarçınını ekliyoruz. İki milföy yaprağını uçları üst üste gelecek şekilde birleştirip yanyana diziyoruz. Cevizli içten koyup rulo yapıyoruz.Dört dilim kesip bir tarafını içe bastırıyoruz. Yuvarlak bir görüntü verip fırın tepsisine diziyoruz. Üstüne yumurta sarısı sürürp fırına veriyoruz.baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-64227788771871400582009-01-15T12:53:00.005+02:002009-02-18T12:39:05.042+02:00HAMSİ KÖFTESİ<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVTsLlsGgu5qHdGDkmPuNCE8lxMk8sJdkpkV8_yOFG2Hh0t_F545hUeUkA222tv8phD8boNZJ0MgsiPlpGOZOQ2OWq_sWg0GJNUOGZ6eUXjlv0kIpW9eRjJQla103nrxj0-oluhNFjLads/s1600-h/HAMS%C4%B0+K%C3%96FTES%C4%B0.JPG"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5291479832514243202" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 300px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVTsLlsGgu5qHdGDkmPuNCE8lxMk8sJdkpkV8_yOFG2Hh0t_F545hUeUkA222tv8phD8boNZJ0MgsiPlpGOZOQ2OWq_sWg0GJNUOGZ6eUXjlv0kIpW9eRjJQla103nrxj0-oluhNFjLads/s400/HAMS%C4%B0+K%C3%96FTES%C4%B0.JPG" border="0" /></a><br />“Hırçın denizimizin uysal çocukları... Yağmurlu akşamlarda, tek yoldaşımız, tek yolumuz, o yokuş caddeden çıkarken balıkçı tezgâhlarında renktir, balıkçıların seslerine konudur. "Ver şuradan iki kilo, eyvallah usta, sağol..." denir, yola devam edilir... Deniz kokusu, yağmur huzuru, Karadeniz mavisi, fındık yeşili, ocağın ateşi, biraz çocuk sesi, biraz günün keşmekeşi, biraz yarın endişesi... Oturulur, hep beraber afiyetle yenir... Bu da onu sevenlere değişik bir alternatiftir...”<br />Canım kardeşimin memleket özlemi duyduğu bir anda hamsi köftesini görünce içinden dökülenleri size de sunmak istedim.<br />Malzeme ölçü olarak vermiyorum, bir kilo hamsiyi rondoda çektikten sonra içine bir dilim bayat ekmek içi, ve bir soğanı rendeleyip içine istediğimiz baharatları koyuyoruz. Dilediğimiz şekli verip mısır ununa bulayıp, sıvı yağda kızartıyoruz.baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-4015322511486577965.post-54398707205600593692009-01-03T16:29:00.018+02:002009-02-24T23:45:06.718+02:00SEVAL TEYZE 'NİN SOFRASI<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmQ_kSMRaTS53rdKCUqR5Vu1nMeCfGICfmXW91JKzcCr9LM7PM04lnz8RsW7h4BAiF5nwER_CNDmuqrHzCaJry_jHjOJxQpqpbSnVq_LtWEcDeHB_9W6HcrsTfG-ebNpHZy7uxRa8JbKzy/s1600-h/seval+teyze%2527+nin+masas%25C4%25B1%5B1%5D.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306482290789171282" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhmQ_kSMRaTS53rdKCUqR5Vu1nMeCfGICfmXW91JKzcCr9LM7PM04lnz8RsW7h4BAiF5nwER_CNDmuqrHzCaJry_jHjOJxQpqpbSnVq_LtWEcDeHB_9W6HcrsTfG-ebNpHZy7uxRa8JbKzy/s400/seval+teyze%2527+nin+masas%25C4%25B1%5B1%5D.jpg" border="0" /></a><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDv9b5P2hPH34jdpQSY72Mmo6MF51C7vA-8D-ngd6Zjqzydf9lQMf9jOj-NPovxnbtT40cXNdIILoLdG7ZZlh4fGFQQ_BcRcuxbwz8zCMMAyyucXLBdjErgRQua1S9Sthe7Qa1EfVc735E/s1600-h/100_0667%5B1%5D.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306482209316300066" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDv9b5P2hPH34jdpQSY72Mmo6MF51C7vA-8D-ngd6Zjqzydf9lQMf9jOj-NPovxnbtT40cXNdIILoLdG7ZZlh4fGFQQ_BcRcuxbwz8zCMMAyyucXLBdjErgRQua1S9Sthe7Qa1EfVc735E/s400/100_0667%5B1%5D.jpg" border="0" /></a><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiK-S_VTEGSd6R7qSstXXzUDc2MrGKSQexqYdTNXHAbmBX5HiL4m6x1NDPi6QMMWW_cc3mP9ahPAUXd9bYC67bGiU8hijpbi_wi0ZTyf6mmXDiz-nXDwtZCfPmDhWY9J0htM9xVsmKOx0Ui/s1600-h/100_0665%5B1%5D.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306482126940130338" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiK-S_VTEGSd6R7qSstXXzUDc2MrGKSQexqYdTNXHAbmBX5HiL4m6x1NDPi6QMMWW_cc3mP9ahPAUXd9bYC67bGiU8hijpbi_wi0ZTyf6mmXDiz-nXDwtZCfPmDhWY9J0htM9xVsmKOx0Ui/s400/100_0665%5B1%5D.jpg" border="0" /></a><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisaTltCIwqAWdUdL8Zhmb4X3COzhgkyy6TQEsh0nba7vWQA0VHETMZqKZGAJ3xzbJFCJrdfyc-9nZAlMPCRSdCFMWKURQ8h8FpYTzfg4k7q9KFV4EPy82AZ-9QUZ-CQMYro0MWGRiOvarm/s1600-h/100_0664%5B1%5D.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306482048357214338" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisaTltCIwqAWdUdL8Zhmb4X3COzhgkyy6TQEsh0nba7vWQA0VHETMZqKZGAJ3xzbJFCJrdfyc-9nZAlMPCRSdCFMWKURQ8h8FpYTzfg4k7q9KFV4EPy82AZ-9QUZ-CQMYro0MWGRiOvarm/s400/100_0664%5B1%5D.jpg" border="0" /></a><br /><div><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5KudEpjEAPOQ0OExL1JZA9gMsPoRFY149BfutNXxK-zyY15yZ6bjiVoAL4FJoP2q3Lh1NKlQYGVXAzmz9guokXZ3wBAjYVR2tF7oPM1TMeTgkPPu4eb1T8B2dC6GqJ_QMbgfjT_qGd2vS/s1600-h/100_0661%5B1%5D.jpg"><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306481967844348338" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5KudEpjEAPOQ0OExL1JZA9gMsPoRFY149BfutNXxK-zyY15yZ6bjiVoAL4FJoP2q3Lh1NKlQYGVXAzmz9guokXZ3wBAjYVR2tF7oPM1TMeTgkPPu4eb1T8B2dC6GqJ_QMbgfjT_qGd2vS/s400/100_0661%5B1%5D.jpg" border="0" /></a><br /><div><img id="BLOGGER_PHOTO_ID_5306481883334709778" style="DISPLAY: block; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 400px; CURSOR: hand; HEIGHT: 225px; TEXT-ALIGN: center" alt="" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjJl43OCim5iZJKBQIoVsJW-m-4OMhikyeyl159QJ61ODug6oHI1pwZDKe8vOuyhCP0Bgdf7YmGqSM5wRXbkBApsRWpb3jZwz76RS8Uj4nDgQ6zV2wvIyYMb3HoJmUgyQLJFkR_lB5OhFUk/s400/100_0660%5B1%5D.jpg" border="0" /><br /><div><div><div><div><div><div>Kaç gündür oğlumuzun rahatsızlığı sebebiyle evdeydik. Sonunda o da biraz iyileşme gösterince hem biraz hava alma bahanesiyle hem de sevdiğimiz Seval Teyze'nin ciğer yeme davetini gerçekleştirelim dedik. Kendisi oldukça marifetli bir hatun olduğundan evinden hiç aç çıktığımı hatırlamam. Bugünde bizi sağolsun gayet iyi doyurdu. Özellikle beyaz lahana diblesi benim favorimdi.</div><div>MASAMIZDAKİLER:</div><div>Ispanaklı Gül Böreği</div><div>Pezik Sapı Kavurması</div><div>Karnabahar Kızartması</div><div>Kabak Tatlısı</div><div>Muhallebili Elma Tatlısı</div><div>Tiramisu</div><div>Ve fotoğrafını çekmeye zaman kalmayan Arnavut Ciğeri ve Beyaz Lahana Diblesi </div></div></div></div></div></div></div></div></div></div></div>baharhttp://www.blogger.com/profile/12946397635295573501noreply@blogger.com6